Evvel Zaman İçinde Kitabının Özeti
Evvel Zaman İçinde Kitabının Özeti
Yine bir kitap özetinde birlikteyiz. Bu yazımızda Evvel Zaman İçinde Kitabının Özeti hakkında bilgi vereceğiz. Daha önce cevaplamamız gereken bazı sorular var hadi onlara bakalım.
-Bildiğiniz masal kahramanları hangileri? Çoğunu ve velinin ve öğrencilerin vereceği cevaplar maalesef beni üzmekte neden mi? Bu soruyu bir öğrenciye sorduğumda aldığım cevap şuydu;
- Sindirella
- Pamuk Prenses
- Kırmızı Başlıklı Kız
- Hansel ve Gratel
- Külkedisi
Baktığımızda hiçbirisi bize ait, bizim kültürümüzden değiller. Halbuki bizim de o kadar güzel masallarımız ve masal kahramanlarımız var ki. İşte bu kitap bize, bizim masallarımızı anlatıyor. Bu yüzden bu kitaba çok önem veriyorum. Öğrencileriminde diğer öğrencilerin de bu kitabı okumasını canı gönülden istiyorum. Ayrıca veliler de bu masalları öğrenip çocuklarına anlatmalı. Şimdi kitabı yakından tanıyalım.
- Kitabın Adı: Evvel Zaman İçinde
- Kitabın Yazarı: Eflatun Cem Güney
- Kitabın Sayfa Sayısı: 175
- Kitabın Aldığı Ödüller: Milletler Arası Andersen ödülüne de sahiptir.
- Kitabın Türü: Masal
- Kitabın Yayınevi: Nar Genç
Evvel Zaman İçinde Kitabın İçindeki Masallar:
- Sırmalı Pabuç
- İncili Yorgan
- Sedef Bacı
- Gelincik Günü
- Hamur Bebek
- Köse Dağı
- Perili Ev
- Altın Perçemli Çocukla Sırma Saçlı Kız
- Üç Elma
Şimdi isterseniz kitap da yer alan bir masalın özetine bakalım.
Üç Elma Masalının Özeti
Bir varmış, bir yokmuş, develer tellal iken, pireler berberiken, ben anamın beşiğin tıngır mıngır sallar iken bir memleketin birinde, iyiler iyisi bir padişah varmış. Her şeyi varmış, ama hiç çocuğu yokmuş. Yaşı ilerledikçe, bu yüzden kederi artıyormuş…
Günlerden birgün akıllı bir pir-i fani, padişahın içinde bulunduğu derdini öğrendikten sonra, üzülmeyin, dert etmeyin “kolayı var” demiş. “Siz şimdi kocaman bir bahçe yaptırın, içinde güller, çiçekler, havuzlar, daha neler neler olsun”…Padişah, o sözün üzerine öyle bir bahçe yaptırdı ki dillere destan . Ama gel gelelim, ne evladı var ne de bir müjdeli haber gelmiş. Bunun üzerine kafası iyice atar ve başlar dilleri destan bahçesi dağıtmaya…Bahçedeki çiçekleri Ezer, çiğner, dağıtır yok eder. Padişahın Hanımı güç bela, yalvar yakar onu durdurabilmiş. Zaten eşi, o dillere destan bahçe yapıldığı günden beri bahçeden çıkmazmış. Her zaman ağaçlarla, konuşurmuş orayı severmiş. Bu duruma daha fazla dayanamayan yaşlı bir elma ağacı sonunda dile gelmiş: “Benim filizlerimden al, dik. Bir gün sana çok güzel elma verir. Yarısını sen ye, yarısını da padişaha yedir olur mu.” demiş.
Kadın ağacın dediği gibi filizi dikmiş, filiz daha sonra fidan olmuş, fidan ağaç dönmüş. Aradan yedi yıl geçmiş, ağaç sonunda bir elma vermiş. Elma bildiğiniz gibi değil. Elma da elmaymış ; bir yanı al, bir yanı beyaz. Kadıncık hiç durur mu? Almış hemen elmayı, bölmüş elmayı. Yarısını kendisi yemiş, yarısını da padişaha yedirmiş. Aradan geçmiş dokuz ay, on gün, sonunda Nur topu gibi bir evlatları olmuş..
Daha sonra kurulmuş meydan, çalmış davullar… Kırk gün, kırk gece olmuş oyunlar..
Gökten uç elma düştü… Kimin ne muradı varsa onun başına…
bak koçum
baktım koçum
bakın koçlarım
Okj