Değerler Eğitimi

Anadolu Türk Masalları Örnekleri

Anadolu Türk Masalları Örnekleri

Bu yazımızda Anadolu Türk Masalları Örnekleri  Oku paylaşıyoruz. Anadolu masalları konusu itibari ile iyilerin kazandığı, saf ve temiz insanların yüceltildiği masallardır. Şimdi isterseniz Anadolu Masallarından bazılarının özetlerine bakalım.

HEDİYE  (Anadolu Türk Masalı Özet 1)

Uzak diyarlarda bir padişah ve kızı yaşarmış. Padişahın kızını aynı gece üç kişi istemeye gelmiş. Fakat kimse isteyemiyormuş. İçlerinden birisi daha fazla dayanamamış ve Allah’ın emri peygamberimizin kavli ile kızınızı oğluma istiyorum demiş. Bunu duyan diğerleri biz de kızınızı istemeye geldik deyince padişah, en güzel hediyeyi getiren kızımı alır demiş. Bunun üzerine üç genç yola koyulmuş. Bir yere kadar beraber giden üç genç bir yol ayrımında ayrılmış ve üçü de farklı yönlere gitmiş. Birisi,  hünerli bir at satan kişiden bu atı almış. Atın hüneri; üzerine bindiğinde seni istediği yere götürürmüş. Diğer delikanlı, hünerli ayna satan bir kişiden bu aynayı almış. Aynanın hüneri; dünyada nereyi ya da kimi görmek isterseniz bu ayna onu gösterirmiş. Sonuncu delikanlı ise yolda ecele elma, ecele elma diye bağıran bir kişiden bu elmayı satın almış. Elmanın hüneri; ölüm döşeğinde her kim bu elmayı yerse hemen iyileşirmiş. 

Üç genç hediyelerini aldıktan sonra yola koyulmuşlar. Üçüde bir yol ağzında birleşmişler. Birbirlerine aldıkları hediyeleri gösterip hava atıyorlarmış. İçlerinden birisi aynaya bakalım da padişahın kızı ne yapıyor görelim demiş. Aynaya baktıklarında bir de ne görsünler. Padişahın kızı ölüm döşeğinde yatıyormuş. Hemen hünerli ata binip saraya varmışlar. Üçüncü delikanlı da ecele deva olan elmadan bir parça kıza yedirince kız iyileşmiş. Aralarında kızı kimin alacağı ile ilgili tartışma çıkmaya başlamış. Aynanın sahibi ben olmasam kızın bu halde olduğunu bilemezdiniz demiş. Atın sahibi ben olmasam hemen buraya gelemezdiniz demiş, elmanın sahibi ise ben olmasam kız hiçbir zaman iyileşemezdi demiş. Bunun üzerine padişah gençlere yaptıkları için teşekkür etmiş. Ancak gönlün rızası olmadan evlilik olmaz demiş. Seven sevdiğine her zaman kavuşur, at vesile, seven sevdiğini her yerde görür, ayna nafile. Sadece ölüme çare olmaz. Kızım da razı ise elmayı getirene kızımı vereceğim demiş. Kızı da razı olmuş evlenmiş bir ömür mutlu mesut yaşamışlar.

NOHUT OĞLAN MASALI (Anadolu Türk Masalları Özet 2)

Zamanın birinde çiftçi bir aile varmış. Bu ailenin bir türlü çocukları olmuyormuş. Adam da eşi de bu duruma çok üzülüyorlarmış. Adam çiftçi olduğu için gündüz tarlaya gider eşi de ona yemek hazırlarmış. Eşi her zaman, keşke bir çocuğum olsa diye dua edermiş. Yine böyle bir günde Allah’ım bana bir çocuk nasip eyle istersen nohuttan küçük olsun demiş. Kadın ertesi gün yemek yapmak için mutfağa gitmiş. Akşamdan ıslatyığı nohutları pişirmek için tencerenin kapağını açmış. Tam o esnada gördüklerine çok şaşırmış. Tenceredeki nohutlardan bir tanesi küçük bir çocuk olup dile gelmiş:

– Anne bugün yemekleri babama ben götüreyim demiş.

Kadın bu mucizevi olay karşısında şaşkın şaşkın Nohut Oğlana bakmış. Bu esnada Nohut Oğlan ısrarla annesine yemeği ben götüreyim diye yalvarıyormuş. Annesi daha cevap vermeden nNohut Oğlan tencereden fırladığı gibi evden çıkıp babasının çalıştığı tarlaya gitmiş. Kadın da çocuğun peşinden yemekleri alarak kocasının yanına gitmiş. Olanları anlatmış. Nohutun tencereden çocuk olarak çıkması kocasının aklına pek yatmamış. Adam eşi üzülmesin diye bu duruma ses çıkarmamış. Bu sırada kaçan nohut oğlan babasının tarlasında çalışan öküzün kulağına girmiş. Adam öküze bir şeyler söyledikçe nohut oğlan öküzün kulağından cevap vermeye başlamış. Öküz bu durumdan rahatsızlanmış ve huysuzlanmaya başlamış. Daha sonra adam sesin öküzün kulağından geldiğine fark etmiş. Tam kulağına bakacakken Nohut Oğlan öküzün kulağından otların içine atlamış. Çok şaşıran adam eşinin söyledikleri aklına gelince eşine inanmadığı için pişman olmuş.

Adam ve eşi Nohut Oğlanı çok sevmişler. Birlikte mutlu mesut yaşamışlar. Eğer ki bir şeyi gönülden isteyip inanırsak bir nohutun bile can bulacağını bizlere gösterdiler. (Anadolu Türk Masalları Örnekleri)

Tilki İle Keklik Masalı (Anadolu Türk Masalları Özet 3)

Çok eski zamanlarda bir keklik yaşarmış. bu keklik, uçarken çok yorulmuş ve bir kayanın başına konmuş. Daha sonra etrafında bir avcı var mı diye şöyle bir bakımmış. Bakmış etrafında kimseler yok bir türkü tutturup salına sallana gezmeye başlamış. Tam da bu esnada açlıktan perişan olmuş bir tilki, kekliği fark etmiş. Tilkinin ağzının suyu ak aka keşke şu kekliği yiyebilsem demiş. Kurnaz tilki hemen kekliğie saldırmamış. Zaten saldıracak gücü ve kuvvet de yokmuş. Sen ne güzel bir kekliksin bu kadar çok öttüğün halde sesin hiç kısılmıyor demiş. Bunu duyan keklik, ben her zaman ötmem ki önce yatar bir güzel dinlenirim, canım istediği zaman ötmeye başlarım demiş. Bunun üzerine tilki üzülüyorum senin için demiş. Yere uzandığında o güzelim tüylerin toza toprağa bulaşacak. Keklik bunun üzerine benim tüyleri öyle güzel ki toprağa bulansa dahi tüylerime hiçbir şey olmaz demiş. 

Tilkinin planı tıkır tıkır işliyormuş. Daha fazla dayanamayan tilki oyunu uzatmamış. O halde nasıl yaptığını göster bir bakalım demiş. Keklik yere yatıp gözlerini kapatinca tilkinin beklediği fırsat ayağına gelmiş . Hemen kekliğin üstüne atlayıp onu yakalamış. Keklik o zaman şimdi sen bir şarkı söyle de ben de senin güzel sesini duyayım demiş. Tilki şarkı söylemek için tam ağzını açtığında keklik uçup bir dalının üzerine konmuş. Tilki dönüp sana saf bana da uyanık derler demiş ve uçarak oradan uzaklaşmış. (Anadolu Türk Masalları Örnekleri)

Masallarımız ve Destanlarımız Dersinde Kullanılacak Kaynak Örnekleri

Masal ve Destanlarımız Yıllık Plan İndir

Hayvanlarla İlgili Masal Örneği

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.