Değerler Eğitimi

İnsan Ne İle Yaşar Kitabının Özeti

İnsan Ne İle Yaşar Kitabının Özeti

İnsan Ne İle Yaşar Kitabının Özeti

Yıllar önce öğrenciyken okuduğum bir kitaptı. Hani çok eski yıllardan bahsederken pek aklınız da bir şeyler kalmasa da güzel yıllardı dersiniz ya bu kitap için de güzel kitaptı diyebilirim. Fakat pek fazla aklımda bir şey kalmadı.
Yakın bir zaman da Sivas Milli Eğitim ve valilik bir etkinlik düzenledi. Kitap okuma etkinliği. Etkinlikte düzenli olarak kitap okunacak ve bu okunan kitaptan sınav olunacaktı. Baktım ki ilk kitap İnsan ne İle Yaşar. Çok sevindim. Bazen güzel anılarınız aklınıza geldiğin de ben bunu anlattım, biliyorum zaten demezsiniz, tekrar tekrar anlatırsınız. İşte bu kitap da benim için öyle. Tekrar okumaya karar verdim. Ve yine bende güzel hisler uyandırdı. Tekrardan kendimi sorgulattı.

Kitaptan aklımda kalanları sizlerin istifadesine sunuyorum. En koşa sürede de kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

İnsan Ne İle Yaşar

Kitap içerisinde birbirinden güzel 4 hikaye barındırıyor. Bunlar;

  • İnsan ne İle Yaşar
  • Üç Soru
  • Bey ve Uşağı
  • İnsana ne kadar Toprak Lazım

1. Hikaye İnsan Ne İle Yaşar

Kahramanları

  • Simon
  • Matryone (Simon’un Karısı)
  • Mihael
  • Beyefendi
  • Kadın ( İkizlerin annesi)

Anafikiri

Yaşamın anlamı, yaşama amacımız vs insanlığın neden yaratıldığı ile alakalı bütün neden ve sonuçları, insanlara nelerin yetmediği ve doyumsuz olduğu, durumu birileri soruyor, durumu birileri anlatıyor. sözcüklere ile anlatamadığımız hislerimizi kaleme alıyor.

İnsan Ne İle Yaşar Özeti

Simon, yaşadıkları yerde ayakkabı tamirciliği yapan bir adamdır. Kış aylarının gelmesiyle ısınma ihtiyacı belirmiştir. O ve ailesi ısınmak için deri almaya muhtaçtır. Fakat Simon’un parası yoktur. Bunun için ayakkabılarını tamir ettiği köylülerden alacaklarını alması gerektiğini düşündü. Fakat köylülerde de para yoktu. Simon ne yapacağını bilemiyordu. Eve giderken meyhaneden bir şarap aldı ve öylece eve gitmek istedi. Yolda zor durumda olan bir adam gördü. Ona yardım etti Üşümesini engelledi ve evine aldı.

Simon’un karısı adama soğuk davrandı. Fakat sonradan bu duruma alıştı. Adamın adı Michael’dir. Michael, Simon’un yanında çalışmaya başladı. Eli hızlıydı ve çok çalışkandı. Bir gün zengin bir adam deri ayakkabı yaptırmak için sipariş verdi. Michael adama baktı ve gülümsedi. Ayakkabı yerine terlik dikti. Simon buna çok kızdı. Zengin adamın yardımcısı geldi ve ayakkabıya gerek kalmadığını, patronun öldüğünü ve terliğe ihtiyaçları olduğunu söyledi. Simon ve karısı şok oldular.

Dükkana kız çocukları olan bir kadın geldi. Ayakkabı diktirmek istedi. Kızlar onun öz çocukları değildi. Michael, onlar gidince melek oldu. Simon ve karısı yeniden şok oldu. Michael, tanrının onu cezalandırdığını ve söyledi. Sevgi ve merhameti onlardan öğrendiğini ve akıllandığını anlattı.

2. Hikaye 3 Soru

Uzak diyarlarda yaşayan kralın bir tanesi aklıma bir soru gelmiş.kralım aklına iyice takılan bu soruları cevap bulmak için bir bilgeleri saraya toplar. Her bilge birbirinden farklı cevaplar verir. Kral bu cevapların hiç birini beğenmez. 3 sorunun cevabı da farklı çıkıca münzeviye gider. Münzevi krala birşeyler yaptırır. Sonunda münzevi cevabı verir. Dünyada yapılan en büyük iş iyiliktir

3. Hikaye Bey ve Uşağı Hikayesinin Özeti

Kahramanlar

  • Vasili ( Beyin adı)
  • Nikita (Beyin Uşağı)

Bey ve Uşağı Özet

Bu bölümde Vasili adında bir Bey ve Nikita adında bir uşağın yaşadıkları anılar anlatılır.Nikita eskiden çok içki içen biriydi ama artık içmiyordu çünkü beyine söz vermişti.Bey ile uşağı birgün bir iş için evden çıkıyorlar.Fakat yollarını kaybediyorlar ve bir köye gidiyorlar.Artık akşam olmuştu ve bu köyde bir tanıdıkları vardı.Oraya gittiler fakat sadece dinlenmek için gittiler.Sonra tekrar yola çıktılar,çünkü  bu iş onlar için çok önemliydi.Fakat tekrar kayboldular ve çok kar yağdığı için atları da zorluk çekiyordu.Bir yerde durdular ve gece orada kalmaya karar verdiler.Uşak bu gece ölümünün yakın olduğunu söyleyince bey uşağı sıkı sıkı örttü.Bey uşağın üstünde donarak öldü ve uşak sabah uyandığında ölü beyini buldu.Uşağı köylüler buldu .Uşağın ayak parmakları soğuktan donduğu için üç parmağı kesildi.Aradan zaman geçtikten sonra uşak evine döndü.Aradan yıllar geçti uşağın ölümü yaklaştığından ailesinden af diledi,helalleşti ve öldü…

4. Hikaye İnsana Ne Kadar Toprak Lazım Hikayesinin Özeti

Kahramanı: Pokhom

Zengin bir tüccarın eşi olan abla köye, fakir bir çiftçi ile evli kız kardeşini ziyarete gelir.
Şehir hayatının rahatlığını, çocuklarının giydiği zarif elbiseleri, yedikleri lezzetli yemekleri anlatır, övünür. Küçük kız kardeş içerler. “Hayatımı seninki ile değişmem” der. “Sıkıcı olabilir ama tasasızdır. Siz debdebeli bir hayat sürebilirsiniz ama sürekli endişe içindesiniz.”
Kadının kocası Pokhom kulak misafiridir. “Tek derdimiz toprağımızın az olması. Yeteri kadar toprağım olsa şeytandan bile korkmam” der. Şeytan sobanın arkasında gizlidir. “Öyle mi?” der. “Sana yeteri kadar toprak verelim bakalım.”

Şeytan Pokhom’un şansını açar.

Köyün zengini kadından 100 dönüm toprak satın alarak arazi sahibi olur.

Bir akşam evlerinde bir yolcuyu misafir eder. Misafir Volga’nın kıyısında ekinlerin at boyu büyüdüğünü, toprağın ucuz olduğunu anlatır.
Pokhom satıp savar, Volga’nın kıyısında 400 dönüm satın alır. Artık durumu çok iyidir ama hâlâ halinden memnun değildir.
Bir gün seyyar bir tüccar ona uzaklarda, Başkirlerin yaşadığı bakir topraklardan bahseder. Bu topraklar o kadar geniştir ki insan bir sene durmadan yürüse sonuna ulaşamaz. Ama Başkirler saftır, birkaç rubleye ellerinden binlerce dönüm alınabilir.
Pokhom yanına hediyeler alarak gene yollara düşer ve Başkirleri bulur. Her şey tüccarın anlattığı gibidir. Pokhom toprak satın almak istediğini söyler. Hediyeler Başkirleri memnun etmiştir. Obanın en yaşlısı çağrılır.
“İstediğin kadar toprak seç” der yaşlı adam, kahkahayla. “Çok arazi var.”
“Kaça?”
“Günlüğü bin ruble. Bir günde ne kadar mesafe kat edersen o kadar toprak senin olacak.”
“Bir günde insan çok mesafe kat edebilir.”
“Hepsi senin” der ihtiyar gülerek. “Ama bir şart var. Eğer güneş battığında başladığın yere dönmüş olmazsan toprağı da paranı da kaybedersin.”

Devamı

Toprak o kadar güzel
Ertesi sabah güneş doğarken Pokhom ve Başkirler bir tepede buluşur. İhtiyar Başkir kalpağını yere koyar ve “Buradan başla” der. “Gördüğün her yer bize ait. Bir dikdörtgen çiz, içindeki toprak sana ait olsun.”
Pokhom bin rubleyi kalpağın içine atar ve yola çıkar. “En az 50 kilometre yürürüm bir günde” diye düşünür. Beş kilometre yürüdükten sonra sola dönmeyi düşünür ama “Daha erken, beş kilometre daha yürüyeyim” diyerek yola devam eder.
Sonra sola döner. Yürü babam yürür. Toprak o kadar güzel, ağaçlıklar o kadar sıktır ki bir türlü geri dönmek istemez. Birden bire durup geriye baktığında güneşin inmeye başladığını görür. Tepede Başkirler karınca gibidir. Onlara doğru koşmaya başlar. Nefes nefesedir. Neden bu kadar uzağa gittim! Ya her şeyi kaybedersem! Adımlarını sıklaştırır. Fakat tepenin yamacına vardığında güneş batmıştır.
“Burada güneş hâlâ batmadı, acele et” diye bağırır yaşlı Başkir. Pokhom son bir gayretle koşar. Sırtından ter boşanarak, bacakları titreyerek, tam güneş ufukta kaybolurken kendini kalpağın üzerine atar.
“Bravo” diye bağırır ihtiyar. “Çok toprağın oldu.” Ama Pokhom duymaz. Ağzından kan gelerek ölür. Bir uçtan diğer uca iki metreyi geçmeyen bir çukur açıp onu içine gömerler.
İhtiyar Başkir şeytandır. Bir kahkaha atar. “Yeteri kadar toprağın oldu” der.

Bu kitabın 22 soruluk testi için TIKLAYIN

Değerler Eğitimi

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.