Değerler Eğitimi

Hikaye Nasıl Yazılır, Hikayenin Özellikleri

Hikaye nasıl yazılır, hikaye yazarken nelere dikkat edilir, hikaye hangi bölümlerden oluşur, hikaye haritası nasıl oluşturulur. Bunlara değinmeden önce isterseniz hikayenin tanımı ile konuya giriş yapalım.

Hikaye (Öykü) Nedir?

Yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olay veya durumların kişi, belli bir yer ve zaman dahilinde  okuyucuda heyecan ve estetik zevk uyandıracak  biçimde  anlatıla, romandan  kısa olay yazılarına hikaye denir. Değerler Eğitimi

Hikayenin Özellikleri

  • Kısa olay yazılarıdır.
  • Genellikle tek bir olay etrafında şekillenir.
  • Varlık ve şahıs kadrosu azdır.
  • Uzun Betimlemelere yer verilmez.
  • Derin karakter analizleri yapılmaz.
  • Kahramanların bir yönü üzerinde durulur.
  • Zaman anlatımında ayrıntıya inilmez. Genellikle tek bir zaman diliminde olay gerçekleşir.
  • Karmaşık bir mekan yoktur.
  • Olağan üstü olaylar yokturdur. Gerçeğe uygundur.

Hikaye Haritası Oluşturma

Okuduğumuz ya da dinlediğimiz  bir hikayenin hikaye haritasını oluştururken şu 6 temel yapıyı kullanırız.

  1. Hikayenin Konusu
  2. Hikayede geçen olay örgüsü
  3. Yer (Mekan)
  4. Zaman
  5. Kişi ve varlık kadrosu
  6. Anlatıcı

Sizin için bir tane hikaye haritası hazırladım. Verdiğim resim sadece ön izlemedir. Altında verdiğim indir linkini tıklayarak yüksek çözünürlükte indirebilirsiniz.

3300x 2500 Çözünürlükte ARka Plan Beyaz Seçeneği İle İNDİRRRRRRRRRR

Hikayede Plan

Bir hikaye 3 ana bölümden oluşur. Bunlar;

  • Serim
  • Düğüm
  • Çözüm

Serim Bölümü

Hikayenin giriş bölümüdür. Olaya geçilmeden önce çevrenin, şahıs ve varlık kadrosunun, zamanın tanıtılıp anlatıldığı bölümdür.

Düğüm Bölümü

Esas olayın anlatıldığı bölümdür. Olay merak unsurlarıyla da desteklenerek okuyucunun ilgisini artırmaya çalışılır. Düğüm bölümünde anlatılan olaylar yardımcı fikirlerle de desteklenir.

Çözüm Bölümü

Hikayemizin bittiği, sona geldiği bölümdür. Genellikle ana fikir bu bölümde verilir. Yazarın üslubuna göre varsa temennileri belirtilerek hikaye son bulur.

Hikaye Türleri

Hikayeler tür  olarak 3 e ayrılır.

  1. Olay Hikayesi
  2. Durum Hikayesi
  3. ModernHikaye

Olay Hikayesi

  • Olaya dayalı hikayelerdir.
  • Merak duygusu ön plandadır.
  • Olay serim, düğüm ve çözüm sıralamasına uygun olarak ilerler..
  • Beklenmedik sonlar, çarpıcı bir son ile hikaye biter
  • Dünya edebiyatında olay hikayeciliğin temsilcisi Guy de Maupassant’tır
  • Türk edebiyatında temsilcisi Ömer Seyfettin‘dir

Durum Hikayesi

  • Olağan bir durumu,   hayatın bir kesitini anlatır.
  • Durağandır.
  • Sürükleyici değildir.
  • Olay tam olarak bitirilmez. Okuyucu devreye sokulur.
  • Dünya Edebiyatındaki temsilcisi Anton Çehov’dur.
  • Türk edebiyatındaki temsilcisi ise Sait Faik Abasıyanık’tır.

Modern Hikaye

  • İnsanların her gün farkında olmadan gördükleri şahit oldukları olayları düşünemeden hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle anlatıldığı  hikayelerdir.
  • Dünya Edebiyatındaki temsilcisi Franz Kafka’dır
  • Türk Edebiyatındaki temsilcisi ise Haldun Taner’dir.

Roman ve Hikaye Arasındaki Farklar

  • Romanda ayrıntılara yer verilirken, hikayelerde ayrıntılara inilmez.
  • Romanlar hikayelere göre daha ebatlıdır.
  • Romlarda kişi sayısı fazla iken hikayelerde kişi sayısı çok azdır.
  • Romanda kahramanların her türlü özellikleri ruhsal ve fiziksel olarak tasvir edilirken hikayede kişilerin özellikleri kısaca belirtilir. Geniş tasvirlere hikayelerde yer verilmez.
  • Romanlar uzun soluklu, hikayeler ise kısa solukludur.

Hikaye Yazmanın İncelikleri

Her şeyde olduğu gibi hikaye yazarken de belli bir plana uyduğumuzda yazmış olduğumuz hikaye daha ayakları yere basan ve aklımızdan geçen olayın daha iyi anlatıldığı bir eser haline gelir. Peki roman yazarken hangi sıralamaya uymalıyız

  • İlk önce bir konu belirlemeliyiz. Yani yazacağımız hikayenin konusu ne olacak.
  • Konuyu belirledikten sonra zihin sürecini başlatmalı ve düşünmeye başlamalıyız. Konu  zihnimizde olgunlaşmalı.
  • Daha sonra bir olay düşünmeli. Hangi olay neticesinde konu hakkında ana fikir verilecek
  • Konuyu belirledikten sonra kişi ve varlık kadrosunu düşünmeliyiz.
  • Daha sonra belli bir zaman ve mekan oluşturmalıyız.
  • Daha sonra hangi bakış açısında yazacağımızı (1. Bakış açısı mı, 3. Bakış açışımı) belirlemeliyiz.
  • Tüm bu aşamaları oluşturduktan sonra elimize kağıt kalemi alıp, Serim, düğüm ve çözüm bölümlerine göre hikayemizi yazmaya başlamalıyız. Hikaye zaten zihnimizde olgunlaştığında araları doldurmak pek de zor olmayacaktır.
  • En son olarak da hikayenin içeriğine ve konusuna uygun bir ad vermeliyiz.

Başlık Atarken Dikkat Etmemiz Gerekenler

  • Hikayeye vereceğimiz ad bize hikaye ile ilgili fikir vermeli.
  • Hikayeye ad verirken de üç kelimeyi geçmemeye dikkat edelim.
  • Vereceğimiz başlık ilgi çekici olmalı
  • Orijinal bir isim bulunmalı.

Hikaye Yazarken Kullanılacak Bakış Açıları

Hâkim (ilahi) bakış açısı: (Üçüncül Ağızdan Anlatım)

Hâkim bakış açısında anlatıcı, kendisinden “ben” diye söz etmez, hep  III. tekil kişi “o”yu kullanır. Hâkim bakış açısıyla yazılan eserlerde anlatıcı her şeyi bilir, her zamanda ve her yerdedir. Olaylara ve kişilere tümüyle hâkimdir. Kahramanların duygularını, düşüncelerini, kafalarından neler geçirebileceğini anlar ve anlatır.

Kahraman bakış açısı: (Birincil Ağızdan Anlatım)

Bu bakış açısında olay örgüsü, mekân ve kişiler eserin baş kahramanlarından biri tarafından anlatılır. Anlatıcı, ilahi bakış açısına sahip olmadığından metindeki diğer insanlar gibidir. Bakış açısı ilahi anlatıcıda olduğu gibi geniş değildir. Anlattıkları, yaşadıkları ve gördükleriyle sınırlıdır. Yalnızca bilinen, duyulan, görülen ve yaşanılanı anlatır. “Birtakım İnsanlar” hikâyesi kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.

Gözlemci bakış açısı:

Bu bakış açısı, anlatıcı yönünden kahraman bakış açısıyla yapılan anlatıma benzer. Aralarındaki temel fark, gözlemci anlatıcının, olayların oluşması ve akışında belirleyici rolü olmayan biri olmasıdır. Gözlemci anlatıcı, etrafında olup bitenleri bir kamera gibi izler, tarafsız bir tutumla gözlemlerini okura aktarır. Gözlemci anlatıcı, ilahi anlatıcı gibi her şeyi bilmez.

 

Roman nedir, roman türleri nelerdir:

Cumhuriyet Döneminde Çıkan Edebiyat Dergileri

Kardeslik Hikayesi (Sen Daha Çok Hak Ediyorsun!)

Dostluk Konulu Hikaye Örneği

 

Etiketler:

Yorumlar
  1. Ressam Van Gogh İle Serdar Yıldırım

    Zaman gezgini olarak bir araya geldik. Ben bu hikayenin yazarı Serdar Yıldırım ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ressamı olarak adı anılan Hollandalı Van Gogh. Paris’te bir müzayede salonunda Van Gogh’un “Kafede Akşam” adındaki tablosu satıldı. Yüzden kapı açıldı. Yüz on, yüz yirmi derken, iki yüz milyon dolara alıcı buldu. Van Gogh her pey sürüşte vay be, vay be dedi, durdu.

    Ben: ” Sayın Van Gogh, bu bir dünya rekoru. Bugüne kadar hiçbir ressamın tablosu böylesine astronomik fiyata satılmadı. ”

    Van Gogh: ” Arkadaş, bilmem inanır mısın, ben birkaç tablomla birlikte bu tablomu da mahalle bakkalına bırakmıştım. Tanesine on gulden dersin demiştim. O zamanlar on gulden iki dolar ediyordu. Tabloları alan olmadı. Biri satılsa zeytin, peynir ve ekmek alacaktım. Zaman bana çok zalim davrandı. Yetenek var ama açsın, bırak Van Gogh’un aklı kaçsın. Çıldırmak işten değil. ”

    Ben: ” Sayın Van Gogh, siz ortaya çıksanız, ben bu tabloyu yapan ressam Van Gogh’um deseniz. Tablonuzu satın almak için, fiyat artıran şu dolar milyonerleri, size yüz dolar bağış yapmazlar. ”

    Van Gogh: ” Sen de abarttın ama yüz dolar vermezlermiş? Ben de elli dolar isterim. Vermezlerse intihar ederim. ”

    Van Gogh müzayede salonunun orta yerine çıktı. Ellerini havaya kaldırdı. Kendini tanıttı. Salondakilerin ağzı açık kaldı. Doğru dediler, bu Van Gogh. Rica etsem bana elli dolar verebilir misiniz? dedi. Başlar öne eğildi.

    ” Neden ama ? ” dedi, Van Gogh. ” Herkes bir dolar verse elli dolar toplanır. Bana karşı bu cimrilik neden? ”

    Sessizlik bir süre devam etti. Sonunda ön sırada oturan bir holding sahibi, şimdi size o parayı verirsek hayatın sıkıntısından kurtulur, rahatlarsınız. Bir daha böylesine üst düzeyde resimler yapamazsınız diye endişe ediyoruz, dedi.

    Serdar Yıldırım ayağa fırladı ve gür sesiyle haykırdı: ” Hayır, ” dedi. ” Yalan söylüyorsun. Van Gogh yaşarken parasal yardım yapılsaydı çok daha üst düzeyde, çok daha kaliteli resimler yapardı. O zamanın insanları, nasılsa bu da ötekiler gibi tarihin karanlıkları arasında kaybolup gider, diyerek yardım etmediler. Kimbilir nice ressam, heykeltraş, yazar, şair, sporcu, besteci ve diğer sanatsal uğraş içinde olanlar karanlıklarda kaybolup gitti. Binde bir böyle kaybolmayanlardan biri olan Van Gogh’un eseri milyon dolara satılıyor. Siz aslında insanlığın geleceğini satıyorsunuz ve gelecek yok oluyor, bunu fark edemiyor musunuz? ”

    Serdar’ın haykırışına cevap veren olmadı. Müzayede salonunda birkaç dakika sonra iki adam kalmıştı. Sessizliği Van Gogh bozdu: ” Sen haklı çıktın Serdar, intihar etmeye gidiyorum. ”

    Serdar: ” Dur Van Gogh. Yıl 2018. Senin kadar olmasa da ben de zor durumdayım. Bir iş bulmaya kalksam, hikaye yazma işini bırakmam gerekir. Otuz dört yıllık bir uğraştan vazgeçemem. Bak ben intihar etmem, sen de intihar etme. ”

    Van Gogh: ” O zaman gel beraber intihar edelim. ”

    Serdar: ” Hayır. intihar yok. Acılara birlikte göğüs gereceğiz ve galip geleceğiz. Şimdiye kadar hiç yenilmedim ve sen de yenilmezsin. Önümüze çıkarılan engelleri yıkıp geçelim. ”

    Serdar anlattıkça Van Gogh’un yüzü bembeyaz kesildi. O’nun anlattıklarını başını indirip kaldırarak tasdik etti. Sen haklısın, ben bir ellerimi yıkayıp geleyim, dedi. Yerinden kalktı, lavaboya doğru yürüdü.

    Aradan zaman geçti. Tabanca sesi duyuldu. Serdar lavaboya koştu. Van Gogh yerde yatıyordu. Serdar gözyaşları içinde kaldı. Elli dolar verseler ne yapar eder Van Gogh’a iki tablo yaptırırdım. Bu iki tablo onların elli dolarını fazlasıyla karşılardı.

    Van Gogh gerçek hayatında tabanca ile yaşamına son verdiğinde otuz yedi yaşındaydı ve hep otuz yedi yaşında kaldı. 1851-1888 yılları arasında yaşamış yoksul bir ressamdı. Kendisini saygıyla anıyorum.

    SON

    1. galip58.06.47 dedi ki:

      Tebrikler güzel bir çalışma olmuş