Değerler Eğitimi

Dilimizi Ne Kadar Koruyoruz

 

Dil, kitabi bir ifade ile iletişimi sağlayan en önemli öğedir. Bunun çok ötesinde toplumları bir ülküde birleştiren, millet haline getiren, toplumların gelenek ve göreneklerini, tarihteki dost ve düşmanlarını gelecek kuşaklara aktaran en önemli unsurdur. Dilini unutmuş bir millet adını unutmuştur, soyunu unutmuştur yani hafızasını kaybetmiştir. Dilimize Yabancı unsurların etkisi altına girerek benliğini kaybetmeye mahkumdur. Bunun en acı örneğini Necip Fazıl Kısakürek’in karşılaştığı bir olay göstermektedir: Necip Fazıl’a bir konferansı sırasında Mısırlı bir öğrenci söz alarak “Osmanlı emperyalist değil midir?” diye sormuş. Necip Fazıl gence, “Evladım eğer Osmanlı emperyalist olsaydı bu soruyu Fransızca değil Türkçe sorardın,” diyerek karşılık vermiştir. Bir şehri silahla fethedersiniz. Fakat o şehrin tapusunu ise dilinizi, bununla beraber kültürünüzü oraya yerleştirerek alırsınız. Batılı ülkelerin hakim olmak istedikleri yerlere önce dillerini yerleştirdiklerini, sonra orayı sömürge haline getirdiklerini tarihte sıkça görmüşüzdür.

“Türk diline kimesne bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi o dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri”

Aşık Paşa

Güzel dilim Türkçe, Aşık Paşa’nın Garipname’sindeki garip dilim Türkçe… Tarih sahnesine baktığımızda bir dönem Çin’in etkisinde kalmış. Daha sonra İslamiyet’in kabulü ile aynı anda yüzyıllardır iki köklü dil olan Arapça ve Fasça ile mücadele etmiş. Tanzimat döneminde Fransızcayla, bir dönem Almanca ile ve şimdi İngilizce ile mücadele etmektedir. En acısı da ‘Türk’ün dahi bilmediği’ inceliklere sahip olan nazlı dilim Türkçe, günümüzde bilişim ve teknolojinin getirdiği hızlı iletişim ile gençler arasında “merhaba”nın “mrb” olduğu, “selam”ın “slm” olduğu, “Allah’a emanet ol.” un “aeo” olduğu bir bozulma ve yozlaşmayla karşı karşıya gelmiştir. Yüzyıllardır yabancı dillerin etkisinde kalmış, bir köşeye itilmiş, horlanmış.

 

BahtiyarVahabzade’nin dediği gibi :

“Bir vaxt Rusca idi bütün reklamlar
İndi İngilisce dürtülür göze
İtin de diline hörmetimiz var
Tekce öz dilimiz yaramır bize”

“Bir zamanlar (Sovyet Rusya hakimiyetindeki Türk Cumhuriyetlerinde) Rusçaydı bütün reklamlar. Şimdi İngilizce konuşulur oldu. İtin bile diline saygı gösteriyoruz ama tek öz dilimizin
değerini bilmiyoruz.” Günümüzde bunu o kadar çok görüyoruz ki büyük şehirleri geçtik küçük yerlerde hatta etrafımızda Türkçe bir kelimenin sonuna İngilizce bir ek ekleyince, konuşmalarımızın arasına İngilizce kelimeler yerleştirince, iş yerlerimizi açarken İngilizce
isimler verince çok seçkin, çok havalı, çok tarz olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa rezil oluyoruz haberimiz yok! Dilimize ne kadar sahip çıkıyoruz? Cebimizdeki bir lira kadar sahip çıkıyor muyuz mesela? Çocuğunuza anlattıklarınızı çocuğunuzun anlamadığını düşünün, onu tehlikelere karşı uyarmaya çalıştığınızı ama onun boş gözlerle bakarak sizi anlamadığını düşünün, onun söylediklerini sizin anlamadığınızı düşünün. Kalabalıklar içinde yapayalnız ve ne kadar
çaresiz hissedersiniz.

Bu ülke bizim, bu dil bizim.

Dilimize sahip çıkmazsak

köklerimizi kaybederiz. Dilimize sahip çıkmazsak evlatlarımızı kaybederiz. Okuyan, düşünen, milli varlıklarına sahip çıkan nesiller yetiştirmek dileğiyle…

Değerler eğitimi açısından dil çok önemlidir. Dil ve Hafıza arasındaki sıkı ilişkiyi unutmamak lazım. Dilin önemini kavrayalım ve dilimize sahip çıkalım. Dilimiz yozlaşmasın. Dilin yozlaşması toplumun yozlaşmasıdır.

Hacer ÖZGEN

Atatürk’ün Türk Dili Hakkındaki Sözleri

Orhun Abidelerinin Özellikleri

 

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.