Değerler Eğitimi

Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar

4.410

Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar

Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar;

Mehmet Akif Halkalı Ziraat Meslek Lisesi öğrencisi Emre Emin TÜZÜN’ün Mehmet Akif ERSOY’a mektubu:

Değerli büyüğüm, İstiklâl Marşımızın ölümsüz şairi sayın Mehmet Akif Ersoy;Sizi görmek mümkün olmasa dahi, sizin eserlerinizi sizin şiirlerinizi biliyorum. Çünkü ben bu şiirlerle büyüdüm ve yazdığınız İstiklâl Marşı’nı hep gururla okudum. Bunu da cânı gönülden yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Ben de bir gün sizin gibi şâir olmak istiyorum. Belki sizin kadar büyük bir şâir olamam, ama bu ideali içimde taşıyorum.Hocam… ben sizin eğitim-öğretim gördüğünüz Halkalı Ziraat Okulu’nda okuduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum. Anılarınız ile dolu bu okulda ders görmek, eğitim almak herkese nasip olmayan büyük bir nimettir. Biz Halkalı Ziraat Okuluyuz ve siz de bu okulun bir parçasısınız. Bir ortak yanımız da bu zaten. Tarihine sizin gibi mukaddes isimleri katan bu okul sizinle gurur duyuyor ve her zaman da gurur duyacak.

Her sene anınıza “Mehmet Akif Ersoy’u Anma” haftası düzenliyoruz. Geçen yıl bu kutlamalar kapsamında bir şiir yarışması yapıldı. Bu şiir yarışması benim için oldukça önem taşıyordu. Şiiri ve şiir yazmayı sevdiğimden dolayı yarışmaya katıldım. Birinci oldum. Belki normal bir şiir yarışması olsaydı bu kadar duygulanmazdım. Ama yarışma sizin adınıza düzenlenmişti. Bu yarışmanın birinciliğine de beni lâyık görmüşlerdi ve beni asıl duygulandıran buydu.

Hocam… sizi her zaman örnek alacağım. Umarım Ziraat Okulunun hepsi bunu yapar. Unutmayın ki; biz sizi her zaman sevdik ve sevmeye de devam edeceğiz. Ziraat Okulu öğrencileri olarak, tüm öğretmenlerimizle birlikte sizi saygıyla anıyoruz…

Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar

Sâmiha AYVERDİ

Mevlânâ Celâleddin-i Rumi’nin Mesnevi’sinde bir fil hikâyesi vardır. Gece vakti filin yanına girmiş olan birkaç kişiden, ertesi gün fili târif etmeleri istenince, karanlıkta kulağını tutmuş olan: Fil, koca bir yalpâzedir, demiş.
Bacağını tutan: Fil bir sütundur, cevâbını verirken gövdesini ellemiş olan da: Fil, koca bir kayaya benzer karşılığını vermiş.

Bir bakıma, doğru olan bu cevaplar, bir bakıma da eksik. Zira gün doğup fili bütünü ile görmek, kanaat sâhiplerinin ne kadar mahdut ve kıt bir bilgiye dayanarak konuştuklarını ortaya koymuştur. Yıllar yılıdır, Mehmed Âkif için de çeşitli kalemler bu san’atkârın milli şevk ve heyecanlarını dile getirmiş bulunmaktadır. Ancak, hür bir imânın beslediği şiirlerinin bağrında yatan büyük şahsiyetini bütünü ile görüp göstermek gayreti, hep fili gece karanlığında yoklayanların tesbit ve hükümlerinin ötesine geçtiği iddiâ edilemez.

Mehmed Âkif, tecessüd ederek vatan sathına yağan bir vecd sağnağıdır. Sanki milli iman onu seçerek insan suretine girip, Hakk’ın ve hâkikatin sözcülüğünü üstüne almış ve gerek hâldeki, gerek gelecekteki nesilleri zihinlerinde ve
ruhlarında imânın ve imanla beslenmiş bir san’atin cezbesi ile Türklüğün yolunu aydınlatacak meş’aleyi tutuşturmuştur.

Mehmed Âkif için ne söylense ne yazılıp çizilse gene de nâkis kalır. Onu duymak ve onun heyecânını yaşamak için bir çeşit Mehmed Âkif olmak gerek vesselâm.

 Hafız ASIM

“- Aruz Akif’in elinde oyuncaktır” diyenlere Akif çok kızardı. Derdi ki; “Aruz hiç kimsenin elinde oyuncak olamaz. Akşam yazdığımı sabah yırtmasaydım, kütüphaneler dolusu şiirlerim olurdu.”Yine Asım naklediyor:-Üstad bir gün bana dedi ki; “Dil Encümeninde bir zatla beraber bulunduk, Baktım, baktım, bu adam çok şeyler biliyor, yalnız Türkçe bilmiyor”

Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar

Merhum H. Basri ÇANTAY

Bir akşam bizi Ankara’da evine çay içmeğe çağırmıştı. Biz gitmek üzere iken o,kendisi geldi. “- Akşam çayını sizde içeceğiz” dedi. Ben tabii memnun oldum. Fakat, bunun sebebini de öğrenmek istedim ve sordum. Gülerek cevap verdi:

“-Bizim odanın kilimini bir fakire vermişler!”

Odasının yegane mefruşâtını teşkil eden o tek kilimi fakire veren kendisi idi. Şiddetli bir kış günü Âkif’i sırtında kır bir ceketle gördük. Üşüyor, fakat üşüdüğünü hissettirmemeye çalışıyordu. Tahkik ettim; paltosunu bir fakire
giydirmişti! Akif, cimri zenginlere “ağniya-yı Sâbirinden”, Cömert fakirlere de, “fukara-yı Şâkirînden” derdi.

Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar

İsmail Habib SEVÜK

Mısır’da çekilmiş bir fotoğrafında: Şairin yere akseden gölgesi de beraber çıkmış. Âkif’in bu fotoğraftan aldığı ilhamla yazdığı şiirin hatalı neşredildiğini tahmin ederek kendisine okudum. İyi ki okumuşum. Zira gerçekten hatalıymış: Aman düzeltin İsmail Habib” diye doğrusunu okudu. İntişâr eden manzumede yanlış olan;

“Daha bir kaç yıl eminim bu hayatın yükünü” mısrasına yalnız kızmıyor. Bunu adeta Allah’a bir isyan sayarak:“Daha bir kaç yıl yaşayacağımı nasıl söyleyebilirim? diyor ve bana manzumenin doğrusunu dikkat ettiriyordu:

Şu serilmiş görünen gölgeme imrenmedeyim Ne saadet, hani ondan bile mahrumum ben. Daha bir müddet eminim bu hayatın yükünü, Dizlerim titreyerek çekmeğe mahkumum ben. Çöz de ya Rab, yükümün kördüğüm olmuş bağını.
Bana çok görme nihayet bir avuç toprağını. Düzeltmeyi yaptık sonra;

-”Değil mi ama, bir kaç yıl diyebilir miydim?… Daha bir müddet denenebilir; bu muayyen değildir. Bir kaç dakika da bir müddettir, bir kaç hafta da…’ diye ilave ediyordu. Ve büyük şair bir kaç hafta sonra öldü…

Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar; Mehmet Akif Ersoy’la İlgili Anekdotlar…………………..

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.