Değerler Eğitimi

Savaşla İlgili Kompozisyon Örneği

Savaşla İlgili Kompozisyon Örneği

Savaşla İlgili Kompozisyon Örneği

Henüz sekiz yaşındaydım. Hayat benimdi. Masmavi gökyüzü benimdi. Gündüzleri o bembeyaz bulutlara binip güneşe seyahat eder, geceleriyse yıldızları sayardım. Evimizin önündeki geniş kaldırım benimdi sonra, misket oynadığım gülüp eğlendiğim arkadaşlarımındı, hepimizindi. Evimizin balkonundan izlediğim dağlar benimdi. Dağların her bir tepesine ülke ismi verir sonra orada insanların nasıl yaşadığını hayal ederdim. Dünya benimdi
yani ve içindeki bütün insanlar.

Eylül ayının bir salı günüydü. Saat ona geliyordu ve annem artık uyumam için beni uyardı. Uykum gelmişti zaten. Bu sefer, her zamankinden farklı olarak anneme birkaç sefer daha söyletmedim. Yatağıma yattım ve mışıl mışıl uykuma daldım.

İşte ilk bomba sesiyle tanışmam bu gecenin sabahında olmuştu. Kulakları sağır eden bir ses ve şiddetli bir sarsıntı.Ne olup bittiğini anlayamamıştım. O arada annemle babam koşarak benim odama geldiler. Annem nefes nefeseydi ve
çok korktukları belliydi. “Korkma!” diye fısıldadı annem. Kendi yapmadığı şeyi bana söylemesi biraz tuhaf gelmişti. Büyük bir sorun vardı. Ama ben hala hiçbir şey bilmiyordum. Birkaç saat sonra hava tamamen aydınlanmıştı. Babam yanıma geldi, beni kucakladı ve öptü. Bunu işe giderken hep yapardı ama bu farklıydı sanki. Sadece birkaç dakika süren sarılmanın bir ömür gelmesi gibi. Aradan günler geçmişti. Babam hala dönmemişti. Annem balkona
çıkmama izin vermiyor, beni sık sık kucaklıyordu.

Anneme “Babam nerede?” diye yüzüncü soruşum olmuştu belki. Bu sefer gerçekleri söyleyecekmiş gibi baktı yüzüme. “Baban muhaliflere katıldı.” Ve kalktı gitti. Bir dakika! Asıl cevap bu olmamalıydı, muhalif de neydi? Ben yine hiçbir şey bilmiyordum. Bir sabah uyandığımda annem eşyalarımızı topluyordu. Babamın gidişinden sonra beş altı tane bomba sesi gelmişti. Ben yine çok korkmuştum. Annem hepsinde beni sakinleştirmeye çalışmıştı. Hiçbirisinde ağladığını görmemiştim. Ama bu sefer ağlıyordu.

Devamı…

Bomba sesi duymamıştım, ortada kötü bir şeyde yoktu. Ama o ağlıyordu. O gözyaşlarının sebebinin babam olduğunu yıllar sonra öğrendim. Valizlerimizi alıp merdivenden inerken annemin elini sımsıkı tutmuştum. Üzerime kat kat elbise giydirmişti. Hava çok soğuk değildi aslında. Ama o üşüyordu herhalde. Benimde üşüdüğümü zannediyordu. Sokağa çıktığımızda önümüzde önümüzdeki büyük bir kalabalık vardı. Çok şaşırmıştım. Bu kadar insan ve ellerindeki valizleri! Neydi bu? Geniş kaldırımlarımı terk mi ediyordum?

Aylar geçmişti. Bu süre içerisinde hayatımız bütün ilklerini yaşamıştım. İlk deniz yolculuğum mesela. İlk ölümden dönüşüm ve annemden ilk ayrı kalışım. Tekneye bindiğimizden on, on bir saat sonra ben uyurken olmuştu her şey. Gözlerimi açtığımda yaşlı bir kadın “Anneni kaybettin.” demişti bana. Bu o zamana kadar duyduğum en acımasız cümleydi. O cümleyi duyduğumdan beri gözyaşlarımı durduramıyordum. Ağlıyordum ve beni kimse duymuyordu. Sürekli bir kalabalığın içindeydim. Bir kadın sahip çıkmıştı bana. İlk başta kabullenmemiştim annem yerine başka birini. Sonra mecbur kalmıştım ve alışmıştım. Olduğumuz yer bizim ülkemize hiç benzemiyordu. Değildi de zaten.
İnsanlar farklıydı, konuştukları dil farklıydı. Büyük bir kalabalığın içinde yapayalnızdım. Şimdi otuz bir yaşındayım. Hangi dağın tepesindeyim bilmiyorum. Hayal ettiğim hangi insanların içindeyim hala bilmiyorum. Artık
o masmavi gökyüzünü göremiyorum. Oyunlar oynadığım geniş kaldırımımı hatırlayamıyorum. Eskiden benim olan insanlara şimdi güvenemiyorum. Hiçbirisini gerçekten sevemiyorum. Annemi, babamı, çocukluğumu, masumluğumu elimden alan bu adaletsiz dünyaya, bu insanlara artık “benim” diyemiyorum.

Hilal Kalmaz

Değerler Eğitimi

Barış İle İlgili Kompozisyon Örneği

Nazım Hikmet’in Hayatı (Nazım Hikmet Ran)

Barış ve Kardeşlik Özlü Sözler (AFİŞLİ)

 

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.