29 Ekim Konulu Kompozisyon Örneği

29 Ekim Konulu Kompozisyon Örneği

29 Ekim Konulu Kompozisyon Örneği

Yıl 1918. Her yerini kara bulutlar sarmış ülkemin. Türk’ün bağrına, can evine kastetmiş düşman. Milletim aç, milletim susuz, milletim yorgun, milletim ümitsiz. Ülkem ölüm döşeğinde. Kedine yeniden can verecek bir doktor, karanlıkları aydınlatacak bir güneş beklemekte.

Yıl 1919, mayısın on dokuzu. Beklenen güneş görünüyor ufuktan. Can geliyor milletimin canına. Yeniden filizleniyor yaşama isteği. O güneş, Samsun ufuklarında Bandırma Vapuruyla doğuyor. Altın saçları, yıldırım bakışları özgürlüğü müjdeliyor milletime.

Ulusuna inanan, güvenen güneş; 19 Mayıs’ta umutsuz milletimi umutlandırarak diyor ki: “Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir.” Kara Fatmalar, Nene Hatunlar güvenmişti deniz gözlü lidere. Ülkemiz için yeniden savaşmış, topraklarımızı
geri almışlardı.

Yıl 1920. Mutluydu artık ülkem, bayrağım, vatandaşım. Vatana, millete, toprağa
yine sımsıkı tutunuyordu, nineler, dedeler. Umutlarımız artıyordu. Sımsıcaktı topraklarımız, ısınmıştı, ısıtmıştı. Ülkemin güneş bakışlı lideri ısıtmıştı ülkemi.

Yıl 1923. Memleketimde sadece Türk var. Kan kokuyor toprağım . Atatürk coşkulandırıyor vatandaşları. Milletim, Türkiye Büyük Millet Meclisini kuruyor. Milletim artık özgür. Ülkeme halk yönetecek, büyütecek, geliştirecek, hakkını arayabilecek.

Büyük gün yaklaşıyor. Ülkemin lideri düşünüyor ve tasarlıyor. Vatanı için, vatandaşı için, ataları için düşünüyor ve hakkını sonuna kadar almaya hazırlanıyor. Türkiye artık “ Cumhuriyet” olmalı diyor.

28 Ekim 1923. Tasarılar, düşünceler, öneriler, artık olgundu, hazırdı. Atatürk her şeyi düşünmüştü ve yakın arkadaşlarını Çankaya’ da akşam yemeğine toplamıştı. Tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilme kararı alındı ve onaylandı. 29 Ekim 1923: Ey dostlar, artık ülkemiz,
bayrağımız, halkımız refaha kavuştu.

Dilara ERBİLGİÇ